3 Şubat 2009 Salı

"Yüküm Ağır"


“Öyle mi sanıyorsunuz? Gülcan çocuktur, anlamaz diye mi düşünüyorsunuz?

Babam böyle düşünmezdi.

Evet, ben çocuğum. Ama bir çocuk da anlar. Ben anlıyorum. Her şeyi bilemem ama birçok şeyi biliyorum. Zaten her şeyi kimse bilemez ki!

Şimdi büyüdüm hem, büyüyorum. İstediğim şeyi okuyabiliyorum. Yazı yazıyorum. Duygularımı, düşüncelerimi yazıya dökebiliyorum. Yazmanın insanı rahatlattığını da öğrendim.

Öğrendiklerimi yazacağım.

Babam yazdıklarımı okuyacak ve beni daha iyi tanıyacak. Daha iyi tanıyınca daha çok sevecek.

Yüreğim öylesine dolu ki, anlatıp boşaltmazsam yüküm ağır gelecek sanıyorum.

Bir şiiri vardı babamın:

“Yüküm ağır
Sevdan can vermese
Çekilmez bu kahır!”

Ben de anlatmazsam çekemeyeceğim düşüncesindeyim.

Yılları onunla birlikte nasıl yaşadığımı öğrenince beni daha çok sevecek babam. O, zaten çocukları sever. Okumayı seven insanların, bütün çocukları sevdiklerini biliyorum.

Bir çocuğun düşüncelerini, düşlerini, duygularını, duyarlıklarını, yaşadıklarını paylaşmak güzeldir değil mi? Yaşanan paylaşıldıkça sevgi büyür, demişti babam. Dört yıldır mektuplaşıyoruz onunla. Bugün içimi dökmek, söyleşmek istedim.

Aklımdan geçen, yüreğimde biriken o kadar çok şey var ki!..

Öner Yağcı, Kardelen, Cem Yayınevi, 1987, s. 9, 10

Hiç yorum yok: