30 Eylül 2009 Çarşamba

7/40


Kırk Kural'ın Yedincisi

Yedinci Kural: "Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat’i keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin."

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s. 101

29 Eylül 2009 Salı

6/40


Kırk Kural'ın Altıncısı

Altıncı Kural: "Şu dünyada çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur."

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.96

28 Eylül 2009 Pazartesi

5/40


Kırk Kural'ın Beşincisi

Beşinci Kural: "Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. ‘Aman sakın kendini’ diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ‘bırak kendini, ko gitsin!’Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!"

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.
95

25 Eylül 2009 Cuma

"Ömrünün Sonuna Kadar Ödünç"


“Bunu alamam, Rahibe. Bu size armağan olarak verilmişti.”

“Peki, eğer bu benimse, onu ne istersem yapamaz mıyım?” Rahibe Madeleine kendisine verilen hiçbir şeyi yirmi dört saatten fazla elinde tutmazdı.

“Şey, o halde ödünç alabilir miyim onu, uzun bir süre için?”

“Onu sana ömrünün sonuna kadar ödünç veriyorum” dedi Rahibe Madeleine.

Maeve Binchy, Geri Döneceksin, Doğan Kitap, 2003, s. 22

24 Eylül 2009 Perşembe

"Kimsenin İzlememesi Gereken Yerler"


“Helen ona kendisiyle kalacağını ve eğer bir gün onu terk ederse bunun nedenini anlatacağını ve ancak doğru bir nedenle bunu yapacağını söylemişti. “Birini çok iyi tanımaya çalışmak tehlikeli olur” demişti. “İnsanların kendi gizlileri olmalı” demişti, beyinlerinde gittikleri, kimsenin izlememesi gereken yerleri.

Doğal olarak onaylamıştı onu. Onu karısı olarak almanın karşılığıydı bu. Ama onun beyninde bu kadar sık ve bu kadar uzağa gitmemesini, her hava koşulunda gölün çevresinde bu kadar dolaşmamasını dilerdi.”

Maeve Binchy, Geri Döneceksin, Doğan Kitap, 2003, s. 35

23 Eylül 2009 Çarşamba

"Bir Sözüm Hep Olacak"


“Bana söz ver bir şey için.”

“Ne istersen, bunu biliyorsun.”

“Birbirlerine söyleyecek sözleri kalmayan diğer çiftler gibi olmayacağımıza sör ver bana, söz mü?” Gözlerinde endişe vardı.

“Sana söyleyecek bir sözüm her zaman olacak, ama sen dinlemek istemeyebilirsin.” s.100

Maeve Binchy, Geri Döneceksin, Doğan Kitap, 2003, s. 100

18 Eylül 2009 Cuma

4/40


Kırk Kural'ın Dördüncüsü

Dördüncü Kural: "Kainattaki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi O’nu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa sonsuza dek O’nda kalır."

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.86

17 Eylül 2009 Perşembe

3/40


Kırk Kural'ın Üçüncüsü

Üçüncü Kural: "Kuran dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahire manadır. Sonraki batıni mana. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye."

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.75

16 Eylül 2009 Çarşamba

2/40


Kırk Kural'ın İkincisi

İkinci Kural: "Hak Yolu’nda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol, silenlerden değil!"

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.64

15 Eylül 2009 Salı

1/40


Kırk Kural'ın Birincisi


Birinci Kural: “Kırk kuraldan ilkidir halbuki” dedim usulca. “Birinci Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.”

“Hadi canım,” dedi hancı. “Tanrı bizim muhayyilemizin ürünü demekten ne farkı var bunun? Bana öyle geliyor ki sen…”

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.51

14 Eylül 2009 Pazartesi

Kırk Kural


“KIRK KURAL”A GİRİŞ

GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİN SUFİ MEŞREPLİLERİN KIRK KURALI

“Her badireden ve tecrübeden sonra, hiçbir kitapta yazılı olmayan, sadece can defterime nakşedilmiş kurallara bir yenisini daha ekledim. Bunlara bir ad verdim: GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİN SUFİ MEŞREPLİLERİN KIRK KURALI. Bu kurallar benim için tabiat kanunları kadar evrensel, onlar kadar temeldir.

Bu kuralların kırkını birden tamama erdirmek uzun senelerimi aldı. Nicelerini silip silip yeniden yazdım. Şimdi artık ekleyecek ne bir virgül kaldı, ne nokta. Ne bir harf, ne yeni bir kelime. Artık kırk kural da bittiğine göre ömrü hayatımın son faslındayım. Nicedir gördüğüm kehanetlerin istikameti bu yönde. Canımı sıkan ölüm değil. Zira bir son addetmiyorum ölümü. Hem inanıyorum ki, herkesin ölümü kendi rengindedir.

Beni esas düşündüren mirassız ölmek. Sineme sığmıyor artık bunca kelime; anlatılmayı bekler durur içimde nice mesel, nice hikaye. Bütün ilmimi, bildiğim öğrendiğim her şeyi, bir inci tanesi gibi avucumda tutup, tek bir kişiye vermek arzusundayım. Ne bir mürşit, ne de mürit bulmak peşindeyim. Aradığım insan, ruhumun aynası. Canımın dengi. Gamdaşım” Ruhaşı!”

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.63

11 Eylül 2009 Cuma

10 Eylül 2009 Perşembe

Akşam Dediğin Böyle Olmalı


"Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun...
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..."

Can Yücel, Öyle Sabah Uyanır Uyanmaz Yataktan Fırlama, http://www.xsir.net/kisisel-bilgiler/29867-oyle-sabah-uyanir-uyanmaz-yataktan-firlama.html

9 Eylül 2009 Çarşamba

Vefa


Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak

Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa,
çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
sen çok darda iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor...
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak...

8 Eylül 2009 Salı

"Bir Güzel Kahve Ismarla Kendine"


"Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,

Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de...
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa..."

Can Yücel, Öyle Sabah Uyanır Uyanmaz Yataktan Fırlama, http://www.xsir.net/kisisel-bilgiler/29867-oyle-sabah-uyanir-uyanmaz-yataktan-firlama.html

7 Eylül 2009 Pazartesi

Bütün Hafta Bir Şiir


Sabah Dediğin Böyle Olmalı

"Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama

Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...

Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin...
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile."

Can Yücel, Öyle Sabah Uyanır Uyanmaz Yataktan Fırlama,
http://www.xsir.net/kisisel-bilgiler/29867-oyle-sabah-uyanir-uyanmaz-yataktan-firlama.html

4 Eylül 2009 Cuma

3 Eylül 2009 Perşembe

Ve "Boşluk"


Bölüm Beş

Boşluk: Hayatta, varlıklarıyla değil yokluklarıyla bizi etkileyen şeyler…

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.347

2 Eylül 2009 Çarşamba

"Rüzgar" Ve "Ateş"


Bölüm Üç

Rüzgar: Hayattaki terk, göç ve devr eden şeyler…

Bölüm Dört

Ateş: Hayattaki yakan, yıkan, yok eden şeyler...

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.189-295

1 Eylül 2009 Salı

"Toprak" Ve "Su"


Bölüm Bir

Toprak: Hayattaki derin, sakin, katı şeyler…

Bölüm İki

Su: Hayattaki akışkan, kaygan ve değişken şeyler…

Elif Şafak, Aşk, Doğan Kitap, 2009, s.45-.127