3 Mart 2009 Salı

"Unuttuğunu Anımsıyor..."


“Bu arada, çok iyi tanıdığı birine benzeyen, ama kim olduğunu bir türlü çıkaramadığı, bunun için de üzüldüğü, ağladığı birini daha anımsar gibi oluyordu. Kimi zaman bir aydır yatıyormuş gibi geliyordu ona, kimi zaman hep aynı günün sürüp gitmekte olduğunu sanıyordu. Ama o konuya gelince, hepten unutup gitmişti o konuyu. Öte yandan her an, unutmasının olanaksız olduğu bir şeyi unuttuğunu anımsıyor, anımsadıkça perişan oluyor, acılar çekiyor, inliyor, çıldıracak gibi oluyor, ya da dayanılmaz bir dehşete kapılıyordu. O zaman yerinden fırlayıp kaçmak istiyordu, ama her seferinde biri güç kullanarak durduruyordu onu, gene kaybediyordu kendini. Sonunda iyice geldi kendine.”

Dostoyevski, Suç ve Ceza, İletişim Yayınları, 2003, s. 139

Hiç yorum yok: