30 Mart 2009 Pazartesi

"Gümüş Kız"


“Bir anneannem olsaydı ve bana, “Gümüş yaz gümüş kızım, gümüş yaz gümüş kız!” deseydi ve ben de şimdi elinizde tuttuğunuz kitaba tam da bu yüzden “Gümüş Yaz, Gümüş Kız” adını koyduğuma dair güzel çocukluk hikayeleri anlatsaydım size… Belki de anneannem gümüşü çok severdi, diye başlardım anlatmaya. Onun gümüşe olan aşırı tutkusu, altına karşı bir tepkiydi çünkü bir Azeri prenses olan annesi –benim büyük anneannem- sevdiği genç yerine, kendisine ağırlığınca altın armağan eden başka bir adamla evlendirildiği için yaşamı boyunca altından nefret etmişti. O kadar nefret etmişti ki, evindeki hemen her nesneyi abartılı biçimde altının karşıtı ve ondan çok daha ucuz olan gümüşle kaplatmış, giderek gümüş renkle kendisini özdeşleştirmiş, yaşlılığında bile gürlüğünü ve güzelliğini koruyan uzun gümüş saçlarına bir ziynet gibi bakmıştı.

Büyük anneannem bir kadın olarak hiç mutlu olmadığı evliliğinde bütün sevgisini ve ilgisini tamamen çocuklarına yöneltmiş, ama beş oğlundan çok, kendisi gibi sevmediği biriyle evlendirilme olasılığı daha fazla olan tek kızına aşırı düşkünlüğüyle tanınmıştı. Yıllar, çok yıllar önce yaşayan büyük anneannem –büyük ninem- biricik kızını daima “gümüş kızım” diye severek büyütmüş, sonradan bir aile geleneğine dönüşecek bu deyim kuşaklar boyu yaşatılmıştı. Öyle ki, “gümüş kız” olmak büyük ninemin soyluluğuyla özdeşleşen bir asalet ünvanı gibi ailenin kızlarını taçlandırmış, adeta hepimizi güzelleştirmişti. Bu gelenek hala devam eder ve hepimiz ailenin bütün kızlarına bugün artık bir kadınlık kaderi olmayan zorla evlendirilmeye karşı direncin ve umudun nişanesi olarak “gümüş kız” deriz.

İşte ben de bir “gümüş kız” olarak büyüdüğüm ve yazmaya olan hevesimden ötürü sık sık “yaz gümüş kız, yaz gümüş kız, yaz!” sözleriyle yetiştiğim için, anılarımın, kişisel denemelerimin ve uzun iç-dökümlerimin (nehir söyleşi) yer aldığı bu kitaba da “Gümüş Yaz, Gümüş Kız” adını verdim, diyecektim. Fakat diyemedim, çünkü gerçekte bütün bunlar hiç olmadı!”

Buket Uzuner, Gümüş Yaz Gümüş Kız, Everest Yayınları, 2002, s. 3-4

Hiç yorum yok: