4 Mart 2009 Çarşamba

"Senin Yanında Olmalıyım!"


“Nora sadece, “Geri dönemem” dedi. “Senin yanında olmalıyım. Ne yazık ki gerçek bu. Sonsuza dek burada kalacağım.”

Dediğini yapmıştı.

Seneler geçmiş ve Signora sergilediği kararlılık sayesinde Annunziata’nın bir parçası olmuştu. Gelişinin gerçek nedenini bilmeyen, sadece İtalya’yı sevdiği için geldiğini inandırıcı bulmayan köy halkının onu gerçek anlamda kabul ettiği söylenemese de hayatlarının bir parçası olarak görmeye alışmışlardı. Köy meydanında, bir evin iki odasında yaşıyordu. Evin sahibi yaşlı karıkocanın işlerini gördüğü için, sabahları dumanı tüten kahveler getirip alışverişlerini yaptığı için kirayı az ödüyordu.”



“İtalyanca’yı bir kitaptan öğrenmişti. Deyimlerin üstünden geçe geçe kitabı eskitmiş, lime lime yapmıştı. Kendi kendine sorular sorar, onları yanıtlardı. Zamanla o yumuşak sesli İrlandalı kadın İtalyanca’yı öğrenmeyi başarmıştı.”



“Ve seneler geçti.

Signora’nın kızıl saçlarının arasında beyazlar belirdi. Etrafındaki esmer kadınların aksine bu beyaz saçlar onu yaşlandırmıyordu. Sanki saçları güneşten açılmıştı.”



“Elli yaşında olmak ne demekti? Oysa Signora kendini buraya geldiği günkü gibi hissediyordu, bir yaş fazla değil… Pişman oldu hiçbir şey de yoktu. Acaba bu köyde veya başka bir yerde bunu söyleyebilecek kaç kişi vardır?”

Maeve Binchy, İtalyanca Aşk Başkadır, Doğan Kitap, 2002, s, 56-62

Hiç yorum yok: