3 Ocak 2009 Cumartesi

Önce Sesler Vardı...


"Doğanın, bizi sihirli ortamına çeken özel bir gücü vardır. Onu bütün canlılığıyla anımsıyorum:

ÖNCE SESLER VARDI...

Bir çocuk, sesleri, özellikle görünmeyen gizemli kaynaklardan gelen sesleri doğal karşılamaz. Tekrarlanmaları hiçbir zaman melodilerini basitleştirmez.

Bir gün okulun top sahasında yaşlı bir adam, hayvanlar ya da böcekler aleminde hiçbir yaratığın nedensiz bir ses çıkarmadığını söyledi. Küçükken, kuş izleyicilerinin yaptığı gibi sesleri birbirinden ayırt etmeye çalışırdım. Yaz gecelerinde ayinsel resitaller veren o kadar çok yaratık vardı ki, tarlalardan, çalılardan ve ağaçlardan gelen kakafonide(*) ses ayrımı yapmak neredeyse olanaksızdı. Ama ben cırcırböceklerinin konuşmalarını dinlerdim. Karanlıkta gizemli köşelerinde sessizce dolaşan ateşböceklerini bile duymaya çalışırdım."


Ralph Nader, On Yedi Gelenek, Klan Yayınları, 2007, s.17-18


(*)Kimi sözlerde, söz öbeklerinde, birbirine yakın seslerin art arda gelmeleri sonucu söyleyişin güçlüğe uğraması, kulağı tırmalaması. (Ali Püsküllüoğlu, Arkadaş Türkçe Sözlük, Arkadaş Yayınevi, 2004, s.519)

Hiç yorum yok: