Sunu
"Kuş kanadına binip çayırlara gitmeyi öğretti Barış bana. Düşle gerçek onun o yarım sözcüklerinde öylesine içiçe geçerdi ki, dünyanın çirkinlikleri bir bulut gibi kayıp giderdi yarım göğümüzden: Taş avluda düşsel uçurtmaları uçurmayı işte öylece öğrendim Barış'tan.
Adını ne Barış yılını düşünerek koymuşlar, ne de savaşlar çıkmasın diye. Babasının sevdiği bir müzikçinin adıymış, yalnızca o yüzden.
Adının anlamı dünyayı kucaklasa, taşta büyümezdi Barış."
"Ama ben mahkum değilim ki... Ben yalnızca çocuğum. Annem burada iken bana dışarıda kimse bakamazmış. O yüzden cesazı bitene kadar annemle birlikte kalmalıymışım. Ben artık kendi çoraplarımı giyebiliyorum. Kendi kendime bakarım. Beni dışarı bıraksınlar İnci! Senin yanına geleyim."
Feride Çiçekoğlu, Uçurtmayı Vurmasınlar, Yön Yayıncılık, 1986-Dünya Barış Yılı, s. 5, 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder