14 Ağustos 2009 Cuma

"Lahanayı Katırın Yemliğine Attı"


“Gelelim lahanaya… Selim’in oğlu katırı arabaya koşmuş, kesiğin yanına, yol kıyısına çekmişti. Baba-oğul lahanaları arabaya taşıdılar. Selim kocaman lahanayı sona bıraktı; sallana sallana arabanın yanına getirdi, oğlunun yardımıyla ötekilerin üstüne koydu.

- Lahana görsün reziller, dedi.


“Her kafadan bir ses çıkmaya başladı. “Manisa pazarına götürülsün”, “İki aşçı ortaklaşa alır bunu”, “Kör müsün be, ayağıma bastın”, “Arkamda gözüm mü var?”, “Balta yok mu? Baltayla dörde bölüp paylaşalım”, “Baltayla olmaz”, “Neden?”, “Lahana baltayla kesilir mi hiç”, “Selim yesin bunu.”



“Bahçeye varınca evin yanında durdular. Oğlan katırın koşumlarını çıkardı, sundurmanın duvarına astı. Hayvanı ahıra çekip bağladı. Selim arabadan inmiş lahanaya bakıyordu. Kucağına aldı, ahıra gitti: “Turfanda lahana yiyeceksin rezil, nasip seninmiş” dedi, lahanayı katırın yemliğine attı.”

Yusuf Atılgan, Ekmek Elden Süt Memeden, Yapı Kredi Yayınları, 2008, s. 26-33

Hiç yorum yok: