1 Haziran 2010 Salı

"İç Gözlerini Tavanda Bir Yere Yerleştirip..."


“Deniz, küçükken Arapça duaları nasıl hiç anlamadan ezberlediyse, böyle gecelerde ne yapılması gerektiğini de öyle bellemişti. Çünkü insanların kendilerinden hiç bahsetmeden, esas olarak hiçbir şeyden gerçek anlamda bahsetmeden, beraber bu kadar uzun bir yemek yiyip bunca şarabı yan yana içebilmeleri son derece mühim bir Oxford terbiyesiydi. Onlar gibi olabilmek için her yolu denemiş, yıllar içinde kalbi bu yolda can çekişirken tek çözümün iç gözlerini tavanda bir yere yerleştirip bütün olup bitenleri uzaktan bir yerden izlerken, aynı anda eksiltilmiş bir haliyle olayın içinde yer almak olduğunu anlamıştı. Zaten kimse onun bütünüyle orada olmasını beklemiyordu.”


Ece Temelkuran, Muz Sesleri, Everest Yayınları, 2010, s. 14

Hiç yorum yok: