12 Ekim 2009 Pazartesi

"sırtını bir duvara verip oturmaktan, ... öylece beklemekten başka hiçbir şey yapamazdı."


“Heyecan, endişe salı akşamından başlardı. Meryem doğru dürüst uyuyamaz, bir iş meselesinin perşembe günü Celil’i alıkoymasından korkar, onu görmek için ya bir hafta daha beklemek zorunda kalırsam, diye ödü kopardı. Çarşambaları dışarıda, kulübe’nin etrafında volta atar, kümese dalgın dalgın tavuk yemi serperdi. Amaçsız yürüyüşlere çıkar, çiçeklerin taçyapraklarını koparıp koluna konan sivrisineklere vururdu. Sonunda, perşembe gelip çattığında, sırtını bir duvara verip oturmaktan, gözleri ırmağa mıhlanmış, öylece beklemekten başka hiçbir şey yapamazdı.”

Khaled Hosseini, Bin Muhteşem Güneş, Everest Yayınları, 2009, s.
23

Hiç yorum yok: