4 Mayıs 2009 Pazartesi

"Suç ve Ceza" Haftası


"Kendi Yalanını Söyle!"

“Pulheriya Aleksandrovna ürkek ürkek kesti sözünü:

- Bakın ne diyeceğim…

Ama Razumihin’i daha heyecanlandırmaktan başka bir şeye yaramamıştı bu. Sesini daha da yükselterek sürdürdü konuşmasını:

- Ne düşünüyorsunuz? Yalan söyledikleri için mi kızdığımı sanıyorsunuz? Hayır! Birileri yalan söyledi mi hoşuma gider benim! Bütün öteki canlılara karşı insanın tek üstünlüğüdür yalan söylemek. Yalan söyleyerek gerçeğe ulaşırsın! Yalan söylüyorum, öyleyse insanım! Öncesinde on dört kez, belki yüz on dört kez yalan söylemeden hiçbir gerçeğe ulaşılmamıştır. Gurur duyulacak bir şeydir bu! Oysa kendi aklımızla yalan bile söyleyemiyoruz biz! Bir yalan söyle bana, ama kendi yalanın olsun, alnından öpeyim seni. Kendi yalanını söylemek, başkasının gerçeğini söylemekten çok daha iyidir. Kendi yalanını söylediğinde bir insansın sen, ama başkasının gerçeğini yinelediğinde yalnızca bir papağan… Gerçek bir yere kaçmaz, ama yaşamı darmadağın edebilir… Bunun çok örnekleri görülmüştür. Şimdi birer neyiz bizler? Baştan sona hepimiz bilimde de, gelişmişlikte de, düşüncede de, buluşlarda da, ideallerde de, isteklerde de, liberalizmde de, mantıkta da, deneyimde de, her şeyde, her şeyde, her şeyde hazırlık sınıfı öğrencisiyiz henüz… Başkalarının aklıyla yetinmek hoşumuza gidiyor. Alışmışız buna!”

Dostoyevski, Suç ve Ceza, İletişim Yayınları, 2003, s. 236

Hiç yorum yok: