7 Mayıs 2009 Perşembe

"Bugünün Efendisi/Geleceğin Efendisi"


“Ana düşüncemin özü de şudur: Doğanın yasaları gereği insanlar genelde iki gruba ayrılırlar: Aşağı sınıf (olağan olanlar) ki böylelerinin görevi yalnızca kendileri gibi yaratıkların üremesinde hammadde görevi yapmaktır; bir de bulundukları ortamda söyleyecek yeni bir şeyleri olan yetenekli, üstün insanlar… Kuşkusuz, burada birçok da alt bölümler söz konusudur. Ama bu iki grubu birbirinden ayıran çizgiler oldukça keskindir: Birinci grup, yani hammadde olan insanlar genelde söyleyecek olursak, yaradılıştan tutucudurlar, uysaldırlar, her şeye boyun eğerek yaşayıp giderler, söz dinlemeyi severler. Bence bu tür insanlar söz dinlemek zorundadırlar da, çünkü bu onların yaradılış nedenidir. Bunda onları küçük düşürücü bir yan da yoktur. İkinci gruba gelince, sürekli yasaların sınırlarını zorlarlar böyleleri. Yetenekleri ölçüsünde yıkıcıdırlar, ya da buna yatkındırlar. Bu tür insanların suçları görecedir kuşkusuz, ayrıca çok çeşitlidir. Hayli değişik söylemlerle, daha iyi bir düzen adına günün düzeninin yıkılmasını savunurlar. Ama düşüncelerini gerçekleştirmek için cesetler üzerinden, kan gölleri üzerinden atlamaları gerekse bile, bence, ruhunun derinliklerinde, vicdanlarında bu kan gölünün üzerinden atlamaya izin verebilirler kendilerine.”



“Birinci grup her zaman için bugünün efendisidir, ikinci grup ise geleceğin efendisi. Birinci grup dünyayı korur, dünyada insanların çoğalmasını sağlar, ikinci grup ise dünyayı harekete geçirir, amacına doğru götürür. Birinci grubun da, ikinci grubun da var olmaya eşit hakları vardır. Sözün kısası, benim için ikisinin de hakları eşittir ve…”

Dostoyevski, Suç ve Ceza, İletişim Yayınları, 2003, s. 305-306

Hiç yorum yok: