19 Aralık 2008 Cuma

Merhaba


Kitaplarla aranız nasıl bilmiyorum; kimimiz kitap kurdu, kimimiz eline alacak vakit bulamaz, belki de çoğumuz “eh işte” kıvamında. Benim kitaplarla ilişkim ise içinde bulunduğum dönemlere göre üç halde de olmuştur. Ancak hangi halde olursam olayım bildiğim bir şey var ki, kitap okurken altını çizmek benim için "olmazsa olmaz." Kitap ve kalem benim için ikili gibi. Bir de pek sevdiğim çeşit çeşit kitap ayraçlarım; üçlü oldular:-)

Sayfalar öylesine akıp giderken, bazı satırlar oradan çıkıyor ve yüreğimi hoplatıyorlar, gönlümü çeliyorlar; onlar bir başka şekilde “biz buradayız” diyorlar, işte onlar benim “Altını Çizdiğim Satırlar.” Bunlar çoğu zaman, “ben de yazabilsem böyle yazmak isterdim” dediğim, kimi zaman “yok artık!” dediğim, kimi zaman da yanına “?” koyup içinden çıkamadığım satırlar; bazen düşündüren bazen gülümseten. Yani bir şekilde yüreğimi, aklımı sonra da kalemimi yerinden oynatanlar.

Yıllardır, altı bu duyguyla çizilmiş niceee kitap, şiir, yazı, makale, anekdot vb. var. Yanı sıra birilerinden duyduğum ve not aldıklarım da ayrı bir sandık. Benim için bir anlamda “başucu satırları” tadında bunlar, hani başucu kitapları gibi. Çok bilirim, deli gibi sıkıldığım, kendimdeki mümkün olan ‘en tek olabildiğim yere’ kaçtığım, hayatı otomatik pilota bağladığım zamanlarda, bir kitap çekip kütüphaneden bu çizilmiş satırlara sığındığımı. Böyle zamanlarda biraz biraz, onlar kıpırtı sağlayabiliyorlar içimde; hayatla bir bağ kurmaya yelteniyorlar benim için. Başarıyorlar da...

İşte yıllardır benim için böylesine anlamlı bu satırları, sevdiklerim, sohbet ettiğim arkadaşlarım ve hatta tanımadığım bir sürü kişi de bilsin isterim. Ama nasıl? Çok da düşünmemiştim bunu. Bir gün yapacaktım ama nasıl olacağını pek göremiyordum doğrusu.

Bu Ekim ayında, ağabeyimin burun ameliyatı olacağı gün sabah hastanede onların gelmesini beklerken Robin Sharma’nın Koza Kelebeği Bilmez isimli kitabını okuyordum. Hemen aşağıda “Kendin Gibi Yaşamak” başlığıyla koyduğum satırları okudum, çizdim ve durdum. “İşte yine o satırlardan... ben bunları nasıl paylaşacağım insanlarla?” diye hayıflanırken; "pat" diye aklıma blog düştü. Kendi kendime nasıl heyecanlandım anlatamam. Tamam işte buydu yolu, kararımı vermiştim. O yüzden blogda ilk yer alan satırlar da bunlar.

Kısmet... Ancak bugün yola koyulabildim. Yani daha yeni sayılır, zamanla yeni bir şeyler de eklemek istiyorum bloga. Sizlerden gelecek öneri, eleştiri ve yorumlarla da daha bir şekillenecek diye ümit ediyorum. Daha çok ümit ettiğim ise, bu satırların sizler için de “başucu satırları” tadında olması. Kimi zaman yalnızlığınızı paylaştığınız; kim bilir, kimi zaman coşkunuzu belki de!

Sevgiyle...

e-posta:
ayseelmali@hotmail.com


Kendin Gibi Yaşamak

"Hepimizin birer tanığı vardır -derinlerde, özgün çekirdeğimizde yaşayan bir varlık- yaptığımız her şeyi izler o. O bilen yere genellikle "vicdan" deriz. Özgün yaşamadığımız zaman, o tanık bunu görür. Hile yaptığımız, yalan söylediğimiz, bencillik ettiğimiz zaman, o görür. Küçük oynayarak onurumuzu ayaklar altına aldığımızda, bize verilen görkemli potansiyeli sergilemediğimizde, o görür. Sevgimizi dünyaya vermediğimizde, o görür. Kendi benliğimize bu şekilde ihanet etmek, bizi yavaş yavaş acılı bir ölüme götürür. Tanık inanamaz kendimize bu ettiklerimize. Bu kadar tutarsız davrandığımıza inanamaz. İnsanlığa karşı böyle suçlar işlenmesini seyretmeye dayanamaz. İçe doğru çekilmeye başlar ve kapanır. İnsan olarak özsaygımızı, onurumuzu yitirmeye başlarız. Kendimizi mutsuz, öfkeli ve sinirli hissetmeye başlarız. Fiziksel düzeyde enerjimiz ve canlılığımız kalmaz, hatta hastalanırız. Kendimize bütün bunları yaparız ama bunlar genellikle bilinçaltı düzeyde olur. Kim olmamız gerektiğine ve nasıl yaşamamız gerektiğine ilişkin o yalana kapılırız. Sonunda bunlar bizi öldürür. Ölüm döşeğinde anlarız bizden beklenen hayatı yaşamamış olduğumuzu. O zaman da iş işten geçmiş olur."

Robin Sharma, Koza Kelebeği Bilmez,GOA Basım Yayın, 2005 , s.100-101

12 yorum:

Hale dedi ki...

Nice güzellikleri, farkındalıkları, zenginleşmeleri yaşama katsın bu doğum... Yaratıcılığın açık olsun... İçindeki zenginliği, potansiyelini yaşama geçirebildiğin bir ortam olsun... Sevgiyle kocaman kucaklıyorum...

Ayşe dedi ki...

Hale'cim,
Bu anlamlı doğum sırasındaki ebeliğin, emeğin ve yürekten sevgin için teşekkür ediyorum. Tüm güzel dileklerinin hayat bulmasını ümit ediyorum. Tabii bir de bunların keyfini, kutlamalarını ve coşkusunu da birlikte yaşamayı diliyorum. Ben de seni sevgiyle kucaklıyorum.

Adsız dedi ki...

insanın yüreğini incelten satırları başkalarıyla paylaşmak ve onların duygularına hiç ummadığın anda tercüman olmak mutluluk verici bir duygu olmalı,ne mutlu sana...

ve insanlar senin altını çizdiğin satırların,satır aralarında kendilerini bulacaklar...


internetin hoyratça kullnıldığı günümüzde,duyarlı,duygulu iletişiminden dolayı da kutlarım Ayşecik.

Canan Arıca

Ayşe dedi ki...

Yüreklendirici, teşvik edici gönülden cümlelerin için çok teşekkür ediyorum. "İyi oldu bu blogu yapmak:-)" gülümsemesi yerleşti hem yüzüme, hem içime.

Ayrıca, senin de altını çizdiğin bir nokta çok önemli; umuyorum, okuyanların satır aralarında kendilerini ya da kendilerinden bir parçayı bulmalarına vesile olabilirim... Çünkü çizilen satırlar bir yana, satır araları bir yana diye düşünüyorum...

Sevgiyle.

Okyanus dedi ki...

Canim benim. Hayirli olsun, ellerine saglik. Tam aradigim gibi bir sayfa olacak. Ben de heyecanlandim simdi. Bizi hazira kondurdugun icin simdiden tesekkurler.

Adsız dedi ki...

Ayşe Hocam. Hayırlı olsun, ellerinize sağlık. Sizin için çok büyük anlam taşıyan bu güzel altı çizili satırları bizimle paylaştığınız için ise size çok teşekkür ediyorum.
Saygılarımla,

Pervin Özdemir

Gokyuzu99 dedi ki...

Ellerine sağlık. Sen altını çiz biz okuyalım... Harikasın doğrusu. Bayıldım bu fikre.

Ayşe dedi ki...

Gamze'cim, teşekkür ediyorum. Sevindim heyecanımı paylaşmana ve seni hazıra kondurduğuma. Buradan beri zaten birşey yapamıyorum, elim kolum uzanmıyor ABD'ye, hiç olmazsa iki satırlık desteğim olsun:-) Sevgiyle

Ayşe dedi ki...

Pervin'cim, ben de teşekkür ediyorum vakit ayırıp okuduğun, desteğini mektubunla paylaştığın için. Görüşmek dileğiyle, sevgiler.

Ayşe dedi ki...

Bahar'cım, doğrusu böyle düşünmene de ben bayıldım! Eh ben de bunu istiyorum zaten. Pek güzel oldu böyle o zaman; ben çizmeye devam edeceğim, artık sen de okumaya galiba. Sevgiyle kal.

Adsız dedi ki...

tıpkı yıllar önce yıllığa yazdığım gibi ''düzine -1 grubunun dahiyane fikirlere sahip sevilen elemanı''

eh yine yapmış yapacağını... tam senlik tam sana yakışan bizede bunu coşkuyla alkışlatan bir şey yapmışsın arkadaşım ne diyeyim yürekten ellerine sağlık demekten gayrı...

Sema Sedef Meriç

Ayşe dedi ki...

Sema'cığım,
Gönülden kutlaman ve güzel desteğin için teşekkür ediyorum. Dostların desteği sevindiriyor insanı, sağolasın.