25 Aralık 2008 Perşembe

Kısa Kısa


"Telefonun sesiyle irkildi, çalıyordu. İçeriye koştu, elinde fırça ve sarı boya tüpü. Emre telefon ediyordu. "Akşama sonbaharı kutluyoruz" diyordu.
*
"Ne demişti Cemal, "Hayat mı, çok yaşadım onu ben" demişti, "şimdi hayat olmayanı yaşamak istiyorum." Biraz ilkel, basit bir felsefeydi, ama yol gösterici bir yanı da vardı."
*
"Abartmak her duyguyu köreltir, yönünden, amacından saptırır."
*
"İçtenliğin tapınağına girmişlerdi artık. Bu tapınakta yeraltı ırmakları akıyor, insanlar bengisudan içiyorlar, ölümsüzlük kendilerine de bağışlanıyordu."
*


Selim İleri, Ölüm İlişkileri/Bodrum Dörtlemesi:2, Oğlak Yayıncılık, 1998 (sırasıyla) s, 59, s.66, s.87, s. 112

2 yorum:

Hale dedi ki...

'Akşama sonbaharı', ağaçlara su yürümesini, cemrelerin düşmesini, en uzun günü, karıncaların topraktan çıkışını kutlayacağımız bir bilinç diliyorum hepimize... Yüreğine sağlık paylaştığın için. Kitap okuma hevesimi besliyorsun iyiden iyiye...

Ayşe dedi ki...

Ne de güzel dilemişsin arkadaşım, senin de yüreğine sağlık. Benim gönlümü çelen bu satırların, senin kitap okuma hevesini beslemesine ise ayrıca çok sevindim. Tabii bunu paylaşmana da, sevgiyle.