26 Haziran 2009 Cuma

"Zaten Büyüklerin Hepsi..."


“Derken babası geldi aklına. Onun belki kendisini anlayabileceği umudu uyandı içinde, çünkü babasının da çokluk sesi çıkmıyor, sıkılmış ve keyifsiz görünüyordu. Babası, kuşkusuz her zamanki gibi, kocaman ve sessiz atölyesinde resim yapıyordu. Aslında onu rahatsız etmek doğru değildi. Ama babası daha geçen gün, ne zaman canı isterse çıkıp kendisine gelebileceğini söylememiş miydi? Kim bilir, belki unutmuştu bunu yine, zaten büyüklerin hepsi verdikleri sözü çok geçmeden unuturdu. Ama olsun, bir deneyebilirdi. Hay Allah, insan teselliye bu kadar gereksinim duysun da, kendisini teselli edecek birini bulaması!”



“Hayır, bunlar değildi Pierre’in istediği. Sadece atölyeden yine kurtulabilmek için, güvercinlere yem vermeye gideceğini söyleyince, babasının rahat bir nefes aldığını ve gidecek olmasından memnunluk duyduğunu açıkça fark etti. Babası bir öpücükle kendisini koyverince, çıktı atölyeden. Babası arkasından kapıyı kapayınca Pierre yine yalnız kaldı, eskisinden daha büyük bir yalnızlık ve boşluk içindeydi bu kez. Yoldan sapıp çimenler üzerinde yürümeye koyuldu, aslında yasaklanmıştı bunu yapması…”

Hermann Hesse, Rosshalde, Yapı Kredi Yayıncılık, 2009, s. 96-99

Hiç yorum yok: